Biz Nietzche'nin Sokağa Bırakılmış Çocuklarıyız


Bir Öz yaşam öyküsü Üzerine
İçime ulaşan bir yanı var anlatımının.
Kalkıp perdeleri ve camı ardına kadar açıyorum; kapalı, ıslak bir sabah var dışarıda. Geceden uykuya yenik düşüp bıraktığım son birkaç sayfayı da okuyup bitiriyorum "İşte Senin Hayatın'ı".
Kim bilir belki Özlü de Stockholm'de böyle kapalı bir havada tamamlamıştı, ölümün soğuk eşiğine çekilmeden önceki bu son kitabını; mâlûm, hep biraz ürkek, hep biraz mahcuptur güneş kuzeyin bu kentinde.
Paris, Berlin, Stockholm, Beyoğlu, Fatih, Simav, Ödemiş ne kadar uzaklar birbirlerine!..
Bir türlü adamakıllı tutunulamamış, kök salınamamış şehirlerin, durmaksızın değişen, yabancılaşılan kiralık evlerin,-mekik dokurcasına sık-yolculukların, düşlere sarılışların, acıtan özlemlerin burgacında geçirilmiş bir yaşamın, zamanın boy sırasına dizilmeden, akla geliverişine göre yazılmış öyküsü bu anlatı. Bir öz yaşam öyküsü. Ama daha çok yetmiş dokuz yaşındaki Özlü'nün geçmişi kendine hatırlatması, hâttâ -daha da ileri giderek- yetmiş dokuz yıllık bir hesabın görülmesi bana göre.
Düşüncelerimizin yolları Proust'u, Kierkegraad'ı, Nietzsche'yi okurken belli ki pek çok kereler kesişmiş. Acaba o derin okumalarında hangi cümlelerin altını çizmiş, neler karalamıştı sayfaların kenar boşluklarına, nasıl çıkarsamalar yapmıştı okuduklarından?
Çok yakında, geçtiğimiz şubat ayında sonsuzluğa göçen Demir Özlü'nün, (o)şiddet ve baskı döneminin hayatına bıraktığı tortuların acılarının, yalnız yaşamının hiçliğe uzanan izlerini sürdüm satırlarında; en az onun kadar canım yandı..
 ...Oysa zihnin derin bir sessizlik içinde yüzüyordu........Sanıyordun ki geçmiş sana dönecekti. Oysa sana dönecek hiçbir şey yoktu artık...
Yıkıntı, boşluk...Içini kökten sarsan yitirmişlik duygusu. Nedensiz bir yere çarpma, düşüş. Hiçleşme.
Ölümlerden, uzun süreli cezalarından da kurtularak geldin buraya.(Stockholm 'e)
 Paris dönüşü ülkede ilk defa kurulabilen yasal sosyalist partiye katıldığın için üniversitedeki görevinden çıkarıldın...
Antonio Machado 'nun en sevdiğim dizeleri ile anısına... 
Zaman veriyoruz zamana 
taşması için çanağın 
fakat onu doldurmalı önce