Platon ( Eflatun ) ve Şölen


Bu dönem dersimize değerli Hocamız Prof. Dr.Ahmet İnam'ın seçtiği SYMPOSİON / ŞÖLEN kitabını inceleyerek başladık.Kitap H.Âli Yücel Klâsikler Dizisinden. Köy Enstitüleri'nin kurucusu olan Yücel , 
23 Haziran 1941 tarihli, kitabı tanıtım yazısına şu cümlesiyle başlıyor; "Hümanizma ruhunun ilk anlayış ve duyuş merhalesi,insan varlığının en müşahhas şekilde ifadesi olan sanat eserlerinin benimsenmesiyle başlar."
 
Antik Yunan Filozoflarından Sokrates'in öğrencisi olan Platon , hocası Sokrates , ünlü bir tragedya yazarı olan Agathon ve komedya yazarı Aristophanes ile diğer konukların bir akşam yemeğinde buluşup , "Sevgi" üzerine sohbetlerini konu ediyor kitabında. Kitap tragedya ile komedyayı birleştiren bir eser zira gerçek ve hayali kişileri ancak tiyatroda görebileceğimiz bir şekilde aralarındaki zıtlıklarıyla konuşturup yaşatıyor. Agathon'un ilk tragedyası birincilik ödülüne lâyık görülmüştür ve dostlarını evine davet eder. Antik Yunanda bu tür toplantılara Symposion adı veriliyor. Symposion herhangi bir akşam yemeği değildir ; Atina'da özel şartlara ve geleneklere göre düzenlenen , akşamüstü başlayıp gece geç vakitlere kadar süren bir toplantıdır.Önce yemek yenir ,yemekte içki içilmez ,fazla konuşulmaz,yemek bitince tanrılara dua edilir, tanrılara "Skolion" adı verilen şiirler okunur ,şarap sunulur böylece Symposion başlar .Bu toplantılarda bir başkan seçilir ; başkan konuşmacıları , konuşmacıların söz alma sıralarını ve hangi konuda konuşulacağını belirler ve sohbet bu düzen içinde devam eder.
 
Platon kitabında altı kişiyi konuşturuyor, her birinin mizacını ilgi ve zevklerini gözeterek ve her bir konuşmacıyı kendine has üslûbuyla sohbete katarak geliştiriyor "sevgi" üzerine kurguladığı sohbetini , asıl söylemek istediklerini ise Sokrates'e söyletmeye özen gösteriyor.Kitapta "sevgi" övülüyor yüceltiliyor kutsallaştırılıyor öyle ki tanrısallaştırıyor Platon sevgiyi. Ve tabii düşünmeden geçemiyorum; tarihin derinliklerinde bile üzerine titrenen bu güzel bu ilahî kavram nasıl olup da yerle bir ediliyor acımasızca ? Katliamlar ,savaşlar , doğayı paylaştığımız hayvan dostlarımıza ve bizatihi doğanın kendisine reva görülenler...
 
Bizim toplumsal değer yargılarımıza ters düşen ancak Antik Yunanda var olan bir gerçeklik de kitabın temel öğelerinden birini oluşturuyor ki o da kadın-erkek birleşmelerinin yalnızca nesli devam ettirmek üzere yapıldığı oysa "sevda" diye nitelediğimiz aşkların hemcinsler arasında genellikle de biri olgun yaşta diğeri genç bir delikanlı - iki erkek -arasında ve usta-çırak ya da öğretmen-öğrenci ilişkisini çağrıştıran bir nitelikte yaşanmış olması.
 
Platon MÖ 427-347 yıllarında yaşamış çok önemli bir Antik Yunan filozofudur asıl adı Aristokles'tir, ancak geniş omuzları ve atletik yapısı nedeniyle Yunanca Platon ( geniş göğüslü) lakabı ile anılmış ve tanınmıştır. Yirmili yaşlarından itibaren Sokrates'in yanından hiç ayrılmamış onun öğrencisi olmuş ve Aristoteles 'in de hocası olmuştur. Felsefi görüşleri Batı Felsefesi'nin başlangıcını oluşturur ve günümüzde üzerinde hâlâ tartışılmaktadır .Özdekçi ( materyalist) görüşleri vardır.Sanatçı ve özellikle edebiyatçı olarak yetişmesi ,düşüncelerini şiirsel bir anlatımla süsleyerek ifade etmesine imkân vermiş böylece asırlar boyunca insanlar üzerinde etkili olabilmiştir.
Eserlerini diyaloglar biçiminde yazmış, bu diyalogların baş aktörü çoğunlukla Sokrates olmuş görüşlerini çoklukla hocası Sokrates'in ağzından açıklamıştır.Atina'daki ünlü Akademiyi kurmuş olan Platon' un ölümden sonra insan ruhu ile ilgili görüşleri Ortaçağ İslam filozofları tarafından kabul görmüş böylece İslam Dünyasındaki " Yeni Eflatunculuk " akımının doğuşuna doğuşuna neden olmuştur.
 
Olgunluk dönemi eserleri,Platonun özgün felsefî görüşlerinin kaleme alındığı ve Platoncu söylemin doruğa ulaştığı eserleridir. Şölen , Devlet gibi.
 
İşbankası Yayınları ,Hasan Âli Yücel Klâsikler Dizisi , çeviri Sabahattin Eyüboğlu/ Azra Erhat