Sevgili Büyüğüme


Sözcüklerimin kalıbına dökülüyor şimdi elemim.
 
Saatler çözülüyor deniz fenerinin ıslak gözlerinde akşamın bir vakti.
 
Ölümle dirim birlikte giriyorlar koynuna ihtiyar denizin.
 
Hangisi öncül hangisi ardıl bilinemiyor.
 
Küçücük çekmecesindeki halka yapılmış teller, irili-ufaklı çiviler, büyücek yorgan iğnesi, ince bir şiş, bükülmüş kaba kâğıda sarılı urgan, tespihler hepsi ölümün güncesine yazılıyor derin hüzünlerle.
 
Arafta kalmış sahipsiz zaman dağılıp uzaklaşıyor ağırbaşlı adımlarıyla.
 
Balıkçı tekneleri de gitgit ufalıp kayboluyor
İhtiyar denizin kırışık yüzünde.