Mart Günleri


Melih Cevdet Anday'a öyle yakındım ki!..
Salısını-pazarını şaşırmış, vurgun yemiş bahar zamanlardayım, şarkıların yaprağından damladığım günlerimdeyim. Uzun uzun yürüyorum doğada, yorulunca bir ağaca yaslanıp okumaya koyuluyorum, ben okurken zaman alıp başını gidiyor bir yerlere, peşine düşmüyorum.
Kışın pusundan sıyrılmak, bahara dokunabilmek nasıl da güzel!..
Peride Celâller, Demir Özlüler, Andaylar, Salâh Birseller ile paylaşıyorum ağaçlarımın huzurlu gölgelerini.
Tarihi anekdotları, ozanlardan, düşünürlerden alıntıları, hayatın gündelik sıradanlıkları, rakı meclisi sohbetleri, kişisel sıkıntıları-açmazları, okuduğu kitapları, yazmak istedikleri üzerine içten bir sohbetteydim Anday'la bir iki gündür.
Yazarın "Bir defterden" ismi ile yayınlanmasını istediği güncesi 76 eylülü ile 79 şubatı arasındaki zamanının dökümü. Okurken kitabın kenar boşluklarına çiziktirdiklerimden handiyse yeni bir kitap doğabilir ve hemen bütün cümlelerin altını çizmişim, kendime şaşırıyorum.
Cevdet Anday... Garip Akım’ının öncüsü bir şair, ya da salt bir yazar değil o kuşkusuz. İnsanlığın düşünce tarihinin izlerini sürmüş, yaşadığı çağa aydın duruşu ile tanıklık etmiş, tanıklığına ilişkin duygularını, düşüncelerini şiirlerinde,-kendi tanımlaması ile- metinler üstüne yazdığı şiirlerinde, oyunlarında, romanlarında, denemelerinde dile getirmiş bir düşün insanı. 
* Son şiirlerimde emeğimi seviyorum. Şair olmak için yaşlanmak gerek diye düşündüm.
* Şiire varan ne çok yol var! Ozan bütün yolları denemeli.
* Yaşamak demek, içimdeki sevinç demek.
* İlhan Selçuk Ankara'dan döndü. Ecevit'le konuşmuş, Ecevit ona partinin sanat anlayışı yolunu benden esinlenerek kaleme aldığını söylemiş. Bulup okuyamadım daha.
* Halka klâsiklerden başlayarak bütün dünya tiyatrosu götürülmeli, onda güzel sanatlardan haz duyma alışkanlığı yaratılmalıdır.
* Sabahattin Kudret(Aksal)dün bana Baudelaire'in bir mısraını yazdı verdi: "je hais le mouvement qui deplace les lignes" (▪) çok sevdim ama tam olarak anlamadım. İkimizin yorumları birbirini tutmadı… Sabahattin ise bu dizede Baudelaire'in "mükemmelliği" anlatmak istediğini söyledi, bir çizgisi bile değiştirilemeyecek olan mükemmelliği.
(▪) "Satırların yerini değiştiren hareketten nefret ediyorum."
Bahar vurgunu zamanlarımdan, salının pazara karıştığı dîvâne mart günlerimden kısacık ama yalın, dupduru,  gizlisiz-saklısız, samimi gün dökümü ile ulu bir çınar geçti.
Okuduğum günlük, üzerine göğün bütün renklerini giyerek olgunlaşmış bir ömrün özeti gibiydi.
Sahi, bu gün cuma mı, yoksa salı mı? Ayın kaçı bu gün?.. Az önce güneş gülüyordu, kar yağıyor şimdi bahara!..