Şu Şiir İşçiliği


"...Şiiri tanımlamak zorundaysam ve şiir hakkında kendimi oldukça şüpheli hissediyorsam, ondan çok emin değilsem, şöyle bir şey söylerim: Şiir sanatsal biçimde birbirine örülen sözcükler aracılığıyla güzelin ifadesidir..."
J.L Borges
     Borges'in 1967-1968 yıllarında Harvard Üniversitesi'nde şiir üzerine verdiği altı konferansın metinlerinden oluşan harika bir edebiyat yolculuğundaydım bir süreden beri. Tek başıma çıkamayacağım bir yolculuktu bu yolculuk kuşkusuz. Rehberim Borges 'di. Yolu o biliyordu yalnızca. Edebiyatı farklı kültürlerden derlenen küçük evrenlerin buluşması olarak değerlendirişi -ve elbette bunun doğal sonucu-ilgi alanlarının genişliği ve zenginliği, edebiyat tarihinin bütün dönemleri üzerindeki engin birikimi, eleştirel dikkati, doğu ile batı kültürlerinin binlerce yıllık hâfızasını şekillendirip oluşturan insanlığın düşünce tarihi ile mitoloji üzerindeki derin bilgisi ile, evet, bu unutulmaz yolculukta rehberim Borges 'di.
     Onunla:
*Şiir bilmecesi *Metafor *Hikâye anlatımı*Sözün müziği ve çeviri *Düşünce ve şiir * Şiirin amentüsü duraklarında uzun ve keyifli molalar vererek zarif adımlarının izini sürdüm şiirin.
Keats 'den Shakespeare'den Coldridge 'den, Cummings 'e, Buttler 'a, Hayyam 'a kadar onlarca şairden muhteşem alıntılarda şiirin içime dokunuşundaki tatlı ürpertiyi duydum.
-Zamanın aynası aydı, zaman kadar yaşlıydı ay.
-Gül kırmızısı bir şehir vardı.
-Kırk yılın kışı güzel alnını kuşatmış mıydı?
-Dolu düşmüştü yeryüzüne, en soğuğuydu tohumların.
-Onu sonsuzluk ve bir gün kadar sevecekti.
-Doldurun kadehini, kurumadan kadehinde âb-ı hayat.
-Güneş, Tanrının parlak kandili.
     Metaforlar, imgeler, imgeler, imgeler... 
Düşsel bir evren bana göre şiir. Şiir sözcüklerin büyülü ezgisi. Ben de böyle tanımlıyorum bu zarif, gizemli sanatı sevgili rehberim Borges.
     Konferans metinlerini okurken, Borges'in yeniden aktarma ve tartışma hazzını asla yitirmediği yazarlar ve eşsiz eserlerle, Homeros 'dan, Virgil 'den Norveç Eddaları 'ndan, Binbir Gece'den, Kuran 'dan, İncil 'den, Cervantes 'e, Joyce 'a, Poe 'ya ve pek çoklarına uzanan doyumsuz sohbetleri vardı kulaklarımda, gönlümde ise sanata adanmış bir ömre duyduğum derin hayranlığım.
Chaucer 'in cümlesiydi sanırım:
             "Yaşam öyle kısa, sanatı öğrenmek öyle uzun ki!"