Zaman'nın Özeti


Benim narin,narin olduğun kadar da çetin istiridyem , hatırlıyor musun senin o ıslak pembe ağzından kocaman ışıltılı bir inci tanesi almıştım hayli zaman önce. Günler ayları bütün telâşı ile kovaladı, şimdi o eşsiz inci tanesini kum saatinin içine bırakmaya hazırlanıyorum.Az kaldı, artık sayılı günler var vedalaşmamıza senin o güzelim inci tanenle .Göz açıp kapayıncaya kadar geçen onca zaman içinde neler mi yaptım? Dinle de anlatayım:
 
Bir kere hep sevdim hep sevildim; sevgi bıkıp usanmadan tomurcuğa durdu binbir renkte ve binbir kokuda.Fırsat buldukça Doğa'nın anaç kucağına sığındım.Kırlarda, ırmak boylarında, ulu ormanların serin yeşilinde, baygın kokulu lâvanta tarlalarında yürüdüm uzun uzun ve Doğa'nın yüce gönüllü bir dost olduğunu duyumsadım sonsuzca. Hayvanları: kedileri, köpekleri, kuzuları, keçileri, kuşları sevdim, ana şefkati ile besledim onları.Bulutlarla oyunlar oynadım; isimler yakıştırdım onlara kendimce.Rüzgârla savrulup yüzleri, gözleri başkalaşınca isimlerini değiştirdim, başka başka isimler verdim herbirine en çocuksu neşemle.
Delice yağan yağmurlarda sırılsıklam oldum kendimi hiç sakınmadan.Burnumdan, kirpiklerimden yuvarlanan damlalarla niyet tuttum.
Sonra rengârenk çiçekler diktim saksılarıma, umutlarımı yeşerttim.Her sabah onların coşkun renkleriyle boyadım ellerimi ,yüzümü. Ve hep şarkılar vardı dudaklarımda.Kiminde hüzünlendim, içimin bir kıyısına gizlediğim acılarım depreşti haince.
 
Gönlümü titretenleri sözcüklerimde biriktirdim; benim sessiz sesim olsunlar istedim; sözcüklerimin uçsuz bucaksızlığında özgürleştirdim içimin delimsirek çırpınışlarını.
 
Yuvamda geçirdiğim kendimle dost zamanlarıma sırdaş ettim duvarlarımdaki saatlerimi; sevinçlerimi, hüzünlerimi, nedenli nedensiz kaygılarımı paylaştırdım haylazca koşturan akreple yelkovana.
 
Ve gezdim sevgili istiridyem gezdim.Köyler gördüm; onların içtenlikli, saf dünyalarına Tanrı misafiri oldum.Küçücük kasabaların kendi halindeki alçak gönüllü hayatları ile yârenlik kurdum.
Yaşam hep eşsiz bir gülistan değildi elbette istiridyem.Yolum dikenli acımasız kayalıklara düştü kimi zaman; canım çok yandı, sızılandım. Kalbimin kırık parçaları üzerinde çıplak ayakla kanaya kanaya yürüdüğüm de oldu.Her seferinde öptüm yaralarımı , gül yaprağı bastım kanayan yerlerime.
 
Yeni dostlar konuk ettim gönül evime. Onlarca kitabın satırlarında hayatı yeni baştan kurgulamayı öğrendim.
Denizleri, okyanusları seyrettim dalgalarında, düşlerime daldım sakin, huzurlu kıyılarda, zamanı yok sayarak.Deniz kuşlarının kanadına takılıp alıp başımı kanatlandım kimsenin bilmediği, yalnızca bana ait, yalnızca benim olan evrenlere.
 
Hiç tanımadığım , benden çok uzaklardaki insanların acıları ile acılandım.
Kızdım.Haksızlıklara, can alan savaşlara öfkelendim,çaresizliklere isyan ettim, bağırdım sesimin dolu dizgin gücüyle.Bazen de avuçlarıma topladığım yıldız yıldız kar taneleri ile, yaprağın gözündeki sabah çiyi ile , ayak uçlarımda savrulan güz yaprakları ile neşelendim.
 
Benim Kadim Dostum sevgili istiridyem, senin pembe küçük dudağından yeni bir inci tanesi daha almaya hazırlandığım bu günlerde, günceme ,kuruttuğum güllerimle birlikte bırakıyorum anılarımı.İleride aklıma düştükçe sararmış sayfalarımda capcanlı anımsayacağım bir inci tanesinde yaşadıklarımı.
Bilmiyorum, daha kaç inciyi özenle, okşarcasına alabileceğim gönlümün sıcağına, daha kaç kez içimin şenliğinde ışıtabileceğim onları. Hiç bilemiyorum.
 
Sevgili istiridyem teşekkürler armağan ettiğin bunca Zamanlar için sana.
Ve sen yeni Zaman, yeni başlangıç ,eminim uğurunla geliyorsun, hoşgeliyorsun.
Hoşgeliyorsun ömrümün yeni yılı biliyorum çok hoşgeliyorsun.