Paul CELAN, Ellerin Zamanlarla Dolu
Ne tesadüf ki, dün , yani Hiroşima'da aslında "insanlığın öldüğü" o korkunç felaketin yıldönümünde toparladım , genel bir değerlendirmesini yaptım zihnimde okuduklarımın ;şiirlerin ruhunu ve çevirmen Ahmet Cemal 'in oldukça uzun yazdığı önsözünün yorumunu yaptım kendi kendime.
Cesare Pavese, Jean Améry, Georg Trakl, René Char gibi çağdaşlarını okumuş olduğum halde Paul Celan'ı ilk kez okuyordum.Bu dönem yani 20.yüz yıl şairlerinin ortak özellikleri , birbirlerine yakın tarihlerde yaşamış olmalarının yanı sıra ; dünyayı kasıp kavuran 1. ve 2. Dünya Savaşlarını yaşamış olmaları ve ruhlarında derin oyuklar açan acılara tanıklık etmiş olmaları olsa gerek. Şair duyarlılıkları ile yaşadıkları acılar kuşkusuz şiirlerini beslemiş ,öylece ölümsüz dizeler yaratıp onları bizlere armağan etmişler, ne ki çektikleri ıstıraplara karşı dayanma güçlerini yitirerek kendi elleriyle hayatlarına son vermişler. Örneğin Pavese intiharından bir kaç ay öncesinde yazdığı şu dizeleriyle sanki yaşadığı acılardan kurtuluşun yolunu bulmuş ve o yola çoktan koyulmuş gibi;
...
Herkese bir bakışı var ölümün.
Ölüm gelecek ve senin gözlerinle bakacak.
Bir ayıba son verir gibi olacak,
Belirmesini görür gibi
Aynada ölü bir yüzün,
Dinler gibi dudakları kapalı bir ağzı.
O derin burgaca ineceğiz sessizce.
Paul Celan da tıpkı Pavese , Zweig, Trakl, Améry gibi ; acılarla dolu geçmişinden geleceğe bir köprü kurabilme inancını yitirip, kendini Seine nehrinin sularına bırakarak yaşamını sonlandırıyor.
20. Yüz yıl çok büyük yıkımlara sebep olan dünya savaşlarına beşik oluyor .Yerle bir olan insani değerler, anlamını yitiren ahlaki ve dini değer yargıları, yaşanan ve onarılması mümkün olamayan tarifsiz acılar bu duyarlı ruhları yaşamdan çekip alıyor.
Celan 1920 Romanya doğumlu, savaş nedeniyle Fransa'daki tıp eğitimini yarıda bırakıp ülkesine dönüyor, 1941 'de Nazi işgali sırasında çalışma kampına gönderiliyor, ailesini toplama kampında kaybediyor; ve 1970 yılında bütün yaşanmış acılarının yükünden kendisini kurtarıyor(!) İşte bu derin ıstıraplarından süzüp damıttığı dizelerinden bazıları;
...
Yıldızların yalnızlığıyla örülüdür döşekleri,
Bu yüzden şarkıları daha bir özlemle dalgalanmakta
Hıçkırıklar, kaç kuşaktan miras lânetlerin ve acıların eseri,
Öyle ki hiçbir yıldızın umudu yüreklerini aydınlatamamakta.
☆☆☆☆
Bir nefesin gölgesinden doğma bizler
Dolanıp durmaktayız terk edilmişliklerde
Bizler, yani sonrasızlıkta yitirilenler,
Kurbanlarız, adandıklarımızı bilmezcesine.
☆☆☆☆
Nice kentler gördüm,alevlerin kurbanıydılar,
Zamanlar,vahşet üzerine vahşet getiriyordu,
Ve toprak olmuş nice ırklar,
Hepsi de günün birinde unutuluyordu.
....
Kitap İş Bankası Kültür Yayınları, derleyen ve Almancadan çeviren Ahmet Cemal, 137 sayfa