Öyle olur ki bazen her şey sümbüli bir günbatımına gizlenir...


Aradan kaç yıl geçmişti hatırlayamıyorum; işte yine yeniden buralardayım. Kadim zamanların, bağların, şarabın, denizin, martıların, kahramanlık destanımızın, İlyada'nın, Homeros'un hikayelerinin eşsizliğinde kayboluyorum. 
Öğle üzeri boğazın maviliğine boyanarak Eceabat'tan karşıya geçtim. Troya Müzesi'nde nasıl büyülendim anlatamam. Çağlar çağlar öncesine veda edip sahile indim sonra. Uzun uzun seyrettim hayatı kıyıdan. Yeni yılı karşılamanın umutlu telâşesini okudum bakışlarda. Sokak müzisyenlerini dinledim. Mırıldanarak eşlik ettim onlara. Şarkı oldum, şarkılar ben oldular.
Her şey, her şey bu günbatımına gizlenmişti sanki. Tekrar Eceabat'ın yolunu tuttum. Boğaz koyulmuş renkleri ile bir başkaydı. Karşıdaki tepeler inen akşamla ürperiyordu şimdi.