Gönlümün Erken Akşamları


Erken çöker akşam bazen gönül ufkuma
Yarım kalmış mahur beste gibi
Yaşanacak yarım kalmışlıklara kurulur saatler
 
Üzerimize ters çevrilmiş o koca fanus
Kızarır önce, sonra morarır , koyulaşır ağılaşır
Gün geceye teslim olur
 
Aklımda sorularla yakalarım kendimi
Okumadığım kitaplardan, bilmediğim dillerden mahrem sorular
Gelir takılır dilimin ucuna
İçimin kanallarında yürürüm
Soğuk yeknesak , demir renkli kanallar boyunca
Küflenmiş suların keskin soluğunda
Suda uzun süre kalan yaprakların baygın kokusunda
Parmak uçlarımda yüzümün kulaklarımın ince kıvrımlarında
Sancılı bir üşümeyle
 
Tutulmamış sözler
Aldatmalar aldanışlar
Alınganlıklarım yılgınlıklarım
Batar çıkar karabatak gibi 
Kanalın tekinsiz sularında
 
Aniden bir alay ıslak yelkovan kuşu havalanır kanalın üzerinden 
Yırtılır gök 
Tarazlanmaya başlar uçlarından 
Tan ağarır nihayet
Gönlümün hayli incinmiş ufkunda