Sabah el hayr, sabah el noor


Güneş bu defa çölde doğuyordu ruhumun derinliklerine.
Sonsuzluğu andıran bu eşsiz doğada sessiz ve telaşsızca yükseliyordu kelimelere sığamayan ihtişamı ve olanca büyüsüyle.
İpeksi kumlar öylesine göz alıcıydı, altından da sarı ve parlak!
Yüzüme düşen eşsiz ışıkla merhaba dedim hayata, beni kendine tutsak eden, yabancısı olduğum bu tuhaf yabanıllıkta.
Bambaşka bir uyanıştı, yeniden doğuş gibi bir şeydi günü çölde karşılamak. Arındım, tazelendim, şükrettim.