Bir yazı-Babam-Ben


Şimdilerde yelkenini dolduran sakin, uysal rüzgârlarıyla doksanlarının ortalarına doğru dingin bir seyirde babam.Onunla hemen her gün konuşuyoruz.Hattâ bazı günlerde iki üç kez konuştuğumuz da oluyor.Alışılmışın dışında bir vakitte aramışsa bilirim ki aklına fena hâlde bir şeyler takılmıştır; benden sorusunun cevabını ister ,boyumu aşan bir soru ise arama motorlarından araştırır, sonucu bildiririm. Ne de olsa eski toprak ; çok açık fikir ve görüşlü olmasına rağmen bir türlü yeni nesil haberleşme araçlarına alışamadı.Bazı arayışları ise bana ödev vermek içindir:Bir dergi ya da gazetede okuduğu bir yazıyı bulup mutlaka okumamı ve okuduktan sonra yazı hakkındaki düşüncelerimi bildirmemi ister.Ama aslında bu isteğinin altında ödevimi yapıp yapmadığımı denetleme arzusunun yattığını çok iyi bilirim.
Okumamı istediği yazıya koşullarım gereği eğer ulaşamamışsam o dergiyi ya da gazeteyi kütüphanesinin bir kuytusunda özenle saklar ve ilk görüşmemizde - aradan ne kadar zaman geçmiş olursa olsun asla unutmaz- bana okumam için verir.
23 Nisan günü sabahın erkenindeki arayışı, işte yine böyle bir arayıştı; Güneri Civaoğlu'nun o günkü , Cumhuriyetimizin ilk kadın hâkimlerinden Adalet Yılmaz' a ilişkin yazısını mutlaka okumamı istedi ve peşinden bana sonucu bildir demeyi ihmâl etmedi tabii. O gün google'dan buldum, bir hayli dokunaklıydı, yazıyı duygulanarak hattå ağlayarak bitirdiğimde ödevimi yerine getirmiş olmanın derin huzuru ile aradım babamı. Öykü üzerinde söyleştik. Bu değerli Cumhuriyet Kadını hakkında daha ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsem kendisine aktaracağımı söyleyerek veda ettim.
Sevgili babamın önerdiği yazıyı ben de sizlere öneriyorum.Okuyun , eminim sizler de benim gibi çok hoş duygularla dolup taşacaksınız.
 
Güneri Civaoğlu ,Milliyet Gazetesi 23 Nisan köşe yazısı.