Büyüyorum
Yaş almış olgun aklımla Tanrım, şükrediyorum sana. Bebeklik zamanları, çocukluk , ardından kavak yellerinin çılgın uğultusu... Ve şimdi, şimdi, bana bu güne kadar bahşettiğin paha biçilemez hayatın önündeyim, diz çöküyorum orada bütün benliğimle, bütün verdiklerin için şükrediyorum.Ama biliyor musun en çok da bana -bu durum çoğu zaman canımı enikonu acıtsa da- derin, çok derinlerde hissedebilen bir kalp verdiğin için şükrediyorum.
Kaç gündoğumuydu, kaç günbatımıydı saymadım, bilmiyorum ama hepsi senin birbirinden değerli armağanlarındı...Umutlarla, her gün yeniden yeni uçlar veren tomurcuklu hayatta, iyisi ve kötüsü ile dünyayı severek -hâttâ çoğu zaman ölesiye severek- divâne bir âşık gibi yaşamak öyle güzeldi ki!
Bir Yaş daha alıyorum ,sen armağan ediyorsun Tanrım; büyüyorum ama korkarım asla akıllı, uslu bir kız olamayacağım :İçimde hep annesinin turuncu top küpelerini ölürcesine kıskanan , bir yanı biraz haylaz, uçuk kaçık bir kız yaşayacak benimle birlikte .Keçilerle dağların arkaçlarında yarışa tutuşmaya can atan, bir balonun ya da uçurtmanın kırmızısında deli heyecanlarla çocuklaşan , mum ışığında bazen sebepsiz yere katılırcasına ağlayan, dünyanın hep bir taraflarındaki insanları ve onların yaşamlarını, sevdâ öykülerini merak eden,ilk düşen kar tanesinde sevinçten havalara sıçrayan, bademlerin soyunduğu günlere, buğulu üzümlere, bağbozumlarına gün dönümlerine dilekler adayan biri olacağım ölene dek, bunu hissedebiliyorum. Ve böyle olmak nasıl da hoşuma gidiyor bir bilsen!
Bana verdiğin yeni yaş için binlerce teşekkür sana.
Armağanın olan bu yeni yaşımı, ertelediklerim, eksik bıraktıklarım,geç kaldıklarım Için yaşayacağım sana ve kendime söz veriyorum.