Eylül Öyküleri..Hatırlıyorum da...


Hatırlıyorum da Aralık' ın son günleriydi ama Akdeniz İklimi' nin kışlarını andıran serince bir sonbahar yaşanıyordu Pasifik'in kıyısında Bay Area' da . Üşütmeden esen sakin rüzgârda fundalıkların kokusu dalgalanıyordu. İçimin Eylül kırılganlığı şiirin kulağına yazıyordu mırıldandıklarını.
O gün biranın köpüğünden seyrettim okyanusu ; o da Eylül ve benim kadar durgun ve mahzundu...
 
Dizelerin de bir öyküsü yok mudur sanki?
 
 
 
Eylül Öyküleri
 
Hazırlıksız yakalanmışsam eğer Eylül'ün haşin rüzgârına , kırılgan gecelerimde aşkım üşür.
 
Beyaz ıslak kumsala yelkovan kuşları konar sürülerle;
Birinin kanadına asılıp kaçıp gitmek geçer aklımdan.
 
Kısacık öykülerdir Eylüller bitimsiz iç çekişleriyle.
 
Mürver fundalıklarına düşer iri gözlü damlalar.
Gümüş rengi gök uzanır çırılçıplak ormanın ve tavşan izleriyle dolu çayırların üzerine.
 
Eylül'ün hüznü dolaşır ıslak sessiz arnavut kaldırımlarında.
 
Aklıma düşer;
Sorarım kendime;
"Çocuk Eylüller de hüzünlü müydü böyle ?"