Masal veya Tarih


Ormanların kralına özenip bir gün,
Aslan postuna bürünmüştü maymun.
O, aslandan çok daha katı yürekliydi.
Kan dökmeyi, kıyımı, kendine hak bildi.
Dişlerini gıcırdatıp şöyle haykırdı:
"Ben karanlıkların, ormanların kralı!"
Pusuya yatıp haydut gibi çalılarda,
Vurdu, kırdı, dehşet estirdi tüm ormanda, 
Gelip geçene saldırdı, boğazladı,
Elinden geleni ardına koymadı.
Kana bulanmış bir inde yaşıyordu.
Postu gören onu aslan sanıyordu.
Haykırıyordu kükreye kükreye:
"Bakın işte, inim dolu kemiklerle,
Korkup titriyor, kaçıyor beni gören,
Hürmet edin bana çünkü aslanım ben!"
Korkutup kaçırmıştı tüm hayvanları.
Bir aslan terbiyecisi onu kavradı,
Yırttı onun postunu bir çaput gibi
"Maymundan başka bir şey değilsin" dedi.
Victor Hugo 
Öyle yazmış ki Hugo,
Çıkarabilene, "Kıssadan-Hisse" diyeyim, yetineyim. 
-Şunun şurasında gün dönümüne ne kaldı a canım!..
Takvime göre yaz, oysa gök şaşkın, mevsimler şaşkın...
Erkenciydi yağmur bugün, ikindiyi bile bekleyemeden kuşluk vakti boşandı bulutlarından delice. Baharı başında güzel kızları, yakışıklı oğlanları insafsızca ıslattı kuytularda, sokak aralarında. Şemsiyelerin rengine gizlendi utangaç öpüşmeler. Kiraz şekeriydi dudaklar.
Yağmur iri gözlü damlalarıyla tatlı bir masal yazdı ilkyaza.