Umutsuzluğun İzdüşümü


Ağaçsız manzarada güneşin son kırıntılarını seyrederken takıldı aklıma: “Yakınsamak”
- Bir şeyin olmasını, gerçekleşmesini yakın görmek; yakın zamanda olacağını, gerçekleşeceğini düşünmek.
- Matematik Terimi olarak;
Belli bir büyüklüğe hiçbir zaman erişememek koşuluyla gittikçe yaklaşmak.
Sözlük böyle açıklıyor yakınsamayı.
Tuhaf bir biçimde bu tanımlamaların ilki bir umudu, bir hayali, ikincisi de umutsuzluğu çağrıştırdı bende. Ve nedense Borges’in “mütevazı körlüğüm” ismini yakıştırdığı körlüğünü; (çünkü hâlâ bazı renkleri, yeşili ve maviyi ayırt edebiliyordu o sıralar) onun, beyazın ortadan kaybolduğu, yer yer de kül rengine karıştığı, kırmızı ve siyahın ise eksikliğini derinden hissettiği bulanık, mavimtırak, yeşilimtırak, belli belirsiz ışıltılı bir dünyada, kitap yığınları arasında seyreden yaşamını düşündüm. 
Borges, yavaşça ilerleyen görme yitiminde, bir okur ve bir yazar olarak, içinde bulunduğu durum üzerine yazdığı “Tanrı Armağanları” şiiriyle yazgısına seslenir. Bu dizeler bir serzenişti belki yazgısına, belki de onu uysal kabullenişinin bir ifadesiydi, kim bilir?
"Kimse ne gözyaşına indirgesin ne de kınasın.
Muhteşem bir ironiyle bana
Aynı anda hem kitapları hem de geceyi veren Tanrı’nın 
O iki armağanı;
Bir sürü kitap ve gece,
Onları okumaktan acizlik, bir tezat oluşturuyor."
Goethe’nin de, “yakındaki her şey uzaklaşıyor” cümlesini akşamın alacakaranlığı için yazdığı söylenir. Günbatımlarında, en yakınımızdaki nesneler, baktığımız manzaralar uzaklaşmaz mı? Tıpkı görünür dünyanın Borges’in kendi karanlığında gözlerinin önünden uzaklaşması gibi.
Sözlük tanımlamaları, onların imgelemimde başkalaşan anlamları ve Borges ile, yakınsamak sözcüğü, umutsuzluğun, onun puslu dünyasındaki izdüşümü şimdi benim için.
Düşünceler... Kimi zaman penceredeki dolunayın görüntüsüyle, bir böğürtlen reçelinin tadı, bir anlık bir dokunuş, kimileyin boş bir sokak, sisli bir meydan, ya da kıyıyla konuşan küçük dalgalarla üşüşürler üzerimize.
Düşünceler, bahçenin üzerinden havalanan, ufku sıyırıp gözden kaybolan kırlangıç sürüsü gibiler.