Anton ÇEHOV, Bozkır


Sevgili Ege Köylerime seyahatimde bana arkadaşlık edecek , biri şiir kitabı olmak üzere üç kitap sıkıştırıvermiştim çantamın bir köşesine ancak bu üçünden birinin , Ege'nin gündüzleri kırk dereceleri bulan acımasız sıcağında ben yorgun gezgini akan billûr bir ırmak gibi satırlarında kana kana serinleteceğinden emindim ve bu Çehov'un 
BOZKIR' ıydı kuşkusuz. Biliyordum, çünkü yollara revan olmadan kısa bir süre önce kitaba başlamış, birkaç sayfasını okumuştum.Evet hiç yanılmamışım, kendime çok iyi bir yol arkadaşı seçmiştim sahiden de.
 
On dokuzuncu yüzyıl Rusyasının büyük tiyatro yazarı ve modern öykünün en önemli ustalarından olan ve Dünya Edebiyat Tarihi'ne ismini iri harflerle yazdırmayı başaran Anton Pavloviç Çehov , edebiyat çevrelerince yaratıcılığının dönüm noktası olarak kabul edilen bu eserinde ,insana bitimsizmiş hissini veren Ukrayna Bozkır' ını bütün renkleri, bütün sesleri, bütün canlıları ve tüm canlılığı ile gözlerimize ve düşlerimize cömertçe seriyor.
 
Eğitimi için annesinden ayrılıp dayısı ile bozkırda uzun ve zorlu bir yolculuğa çıkan dokuz yaşındaki Yegoruşka kendisini deli yağmuru, göğü yırtan dehşetli şimşekleri, bıktırıcı sıcağı, değişik kuş türleri, nehirleri, çiçekleri ile bambaşka, capcanlı bir dünyanın ortasında buluyor .Bir yandan da Rus toplumunun farklı katmanlarından insanların; tüccarların, din adamlarının, işçilerin,köylülerin, arabacıların arasına karışıyor.
Yazarımız Çehov bozkırda akıp giden doğal hayatın ve Rusya'daki yaşam biçiminin ve ruhunun imgelerini çok ustaca ete-kemiğe büründürürken şiirsel anlatımı ile handiyse Peygamber Çiçeği ' nin kokusunu burnumuzun ucunda , deli sağanakların üşüten, titreten ıslağını bedenimizde hissetmemizi sağlıyor.
 
Aslında Moskova'da tıp eğitimini tamamlayarak 1884' de doktor olan Çehov , 1887' de Alacakaranlıkta isimli öykü kitabı ile Rus Akademisi tarafından Puşkin Ödülü'ne lâyık görülmüş ,takip eden yıllarda Dünya Klâsikleri arasına girmiş olan eserlerine imzasını atmış.
 
Okurunu bir anda içine çeken, bir solukta okunan 115 sayfalık bu hoş öykü , İşbankası Yayınları' ndan; Rusça aslından Ayşe Hacıhasanoğlu ' nun mükemmel çevirisi ile çıkmış.