Henryk SİENKİEWİCZ, Kovadis


Bu yıl Haziran ayında Polonya seyahatim sırasında dostlarla sohbetlerimizden birinde Polonya edebiyatı üzerine söyleşirken ünlü Leh yazar Sienkiewicz'in 1905 Nobel Edebiyat Ödüllü kitabından da söz ettik çokça. Kitabı okumamıştım, basım tarihi hayli eski olan kitabı bulmakta zorlanacağımı tahmin edebiliyordum. Ankara'ya döner dönmez sahafların yolunu tuttum; yaklaşık bir haftalık bir bekleyişten sonra İstanbul'daki sahaflardan temin edilen kitabımı nihayet elime alabilmiştim.Kimi satırların altı çizilmiş ,kimi yerlere ufak ufak notlar alınmış,uçuk pembe karton kapağı kenarlarından hafifçe kıvrılmış eprimiş; ne varki benden önce birilerinin okumuş olduğu kitapları okumak içimde hoş duygular uyandırıyor, okuyanın okurken hissettiklerini kitaba ilişkin yorumlarını düşünüyor ,hayal etmeye çalışıyorum.
 
Yazar kitabına bir efsaneden yola çıkarak Quo Vadis ismini vermiş.Quo Vadis bu gün dünyanın bütün dillerinde kullanılan lâtince bir deyiş, anlamı:Nereye Gidiyorsun?
 
Eserdeki olaylar birinci yüzyılda yani İsa'nın doğumu ile başlayan tarihin, 45 ile 68 seneleri arasında yaşamış olan Roma İmparatoru Neron zamanında putperestlikle Hıristiyanlığın çarpışmasının büyük , derin ve çok hüzünlü bir özetini oluşturuyor diyebilirim.Yeni Hıristiyan olmuş Cermen ırkından genç bir kızla ona büyük bir aşk ile bağlanan ve sonradan Hıristiyan olan putperest Romalı aristokrat bir delikanlının olağanüstü ıstıraplar, işkence ve acılarla dolu aşk öyküsünü tarihe ,tarihi kişiliklere ve olaylara tamamen sadık kalarak mükemmel bir kurgu içinde ,heyecanı ,gerilimi yüksek, sürükleyici bir anlatımla kaleme almış Sienkiewicz.
 
Roma Neron dönemini yaşıyor; tarihte en kötü ,en zalim imparatorlardan biri olarak anılan Neron, üvey kardeşini, annesini, eşlerini , saray erkânından pek çok kişiyi gözünü kırpmadan öldürmüş ,Roma' yı yakarak halkını ateşe ,ölüme atmış. Roma o dönemde vahşeti eğlence olarak benimsemiş; kölelerin , ilk Hıristiyanların arenalarda vahşi ve günlerce aç bırakılmış hayvanların önüne atılarak parçalanmalarını ,ya da çarmıhlara diri diri bağlanarak yakılmalarını halk, yiyerek içerek büyük bir bayram havası içerisinde coşku ile izliyor yüzlerce köle ve Hıristiyanın yakılmaları esnasında ortalığı yanık saç ve et kokusu kuşatınca etrafa sarısabır ve mersin yaprakları serpiliyor, parçalanan bedenlerden akan oluk oluk kanı temizlemek içinse arenanın kumdan zeminine safran tozu serpiliyor . Kıtalara yayılmış, muazzam bir imparatorluk , saray debdebe ve ihtişam içinde buna karşın halk yoksul , insanî değerler tamamen yok olmuş kokuşmuş ,iliklerine kadar çürümüş bir Roma İmparatorluğu. İşte bu yıllarda Hıristiyanlığı kabul edip de Hıristiyan olanlar tarihe mâlolmuş meşhur Roma şehrinin yakılması olayının da sorumlusu olarak gösteriliyor zalim Neron , 
nâm ı diğer tunçsakal tarafından. Halkına kölelere ve ilk Hıristiyanlara akıl almaz zülümlerinin dehşetinin ardından bu kana doymak bilmeyen zalim imparatorun, Roma halkının ayaklanması sonucu zavallı hazin ölümü ile son buluyor roman.
Kitabı bitirdiğimde, insanın en büyük, en acımasız düşmanının yine kendisi olduğunu ve tarihin tekerrürden ibaret olduğunu düşündüm içim sızlayarak.
 
Yazarımız 19.yüzyılın en önemli Leh yazarı olarak kabul ediliyor, 1849 Varşova doğumlu.Yazı hayatına yirmili yaşlarında tiyatro eleştirileri yazarak başlıyor.Ilk eserleri pozitivist bir çizgide olduğu halde sonraki eserleri özellikle ezilmiş toplumları konu alan tarihi kitaplar olmuş. Quo Vadis romanı 1905 Nobel Edebiyat Ödülüne lâyık görülüyor.Polonya'nın bağımsızlık hareketine de büyük katkısı olmuş olan Sienkiewicz 1916'da İsviçre'de hayata veda ediyor. Boşuna Çaba, Emektar Hizmetkârlar,Seyahat Mektupları,Mızıkacı Janko pek çok kitabından bazıları.
 
Kitap, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınlarından, Şaziye Berin Kurt çevirisi ile çıkmış 722 sayfa
 
Not: Sahaflarda bulmak mümkün