Bir güzel köy, iki güzel insan


Benim uslanmaz sevdam "köyler. " Kendime on gün izin verip koştuğum doğanın bağrında , Adatepe, Turgut, İhsaniye, Ulamış köylerinden sonra ne zamandır merak edip görmeye can attığım Bademler Köyündeydim nihayet. İzmir'in etrafına inci taneleri gibi dizilmiş köylerden biri Bademler; ismini kendisini cömertçe kucaklayan badem ağaçlarından almış. Adını, bir köyde görmeye hiç alışık olmadığımız, tiyatrosu , kütüphanesi ve Çocuk Oyuncakları Müzesi ile duyuran Bademler , bembeyaz kireç badanalı evleri, güleç yüzlü insanları , rüzgarda salım salım salınan badem ağaçları ile huzur veriyor insana. Geçmişi üç yüz yıl öncesine uzanıyor ; yörükler gelip yerleşmiş kurmuş Bademler'i.
Köyün tanınmasındaki en büyük pay Susuz Yaz filmine ait hiç kuşkusuz. Necati Cumalı'nın 1962de yazdığı romanını ayni isimle 1963'de Metin Erksan bu köyde filme çekmiş böylece köy, sinema tarihimizin baş yapıtlarından birine can vermiş.
Okuma oranının yüzde doksandokuz olduğu bu aydın köye 1930 lu yıllarda gelen öğretmen Mustafa Ararat, köyün gençlerini toplayarak bir tiyatro grubu kuruyor; köy meydanında yapılan oyun çalışmalarına köy halkının giderek yoğunlaşan ilgisi ile bu serüven hızlanıyor ,1969 yılında kimi kurum ve kişilerin desteği ile bir tiyatro binası inşa ediliyor; bina halen faal hatta ben gezerken öğretmeleri eşliğinde minikler vardı sahnede. Kapalı alanı ikiyüz , bahçesi yediyüz seyirciyi misafir edebilecek büyüklükte.Oynanan oyunlarda oyuncuların hepsi köy sakinleri.
 
Çocuk Oyuncakları Müzesi ise arkeolog Mustafa Baran tarafından 1990' da kurulmuş ; eski eşyalar, eski fotoğraflar, çoğu tahtadan oyma el yapımı eski oyuncaklar beni geçmişin saf, temiz koynuna bıraktı.
Kütüphaneye gelince , o da seksen yaşına merdiven dayamış neredeyse.
 
"Hippie ' ler "; onlar ,1960'ların başlarında benimsedikleri doğa sever, insancıl, savaşa hayır diyen bir anlayışla yeni bir yaşam biçimi oluşturan meşhur 68 kuşağı'nın "Çiçek Çocukları "; bu hayat görüşünün günümüzdeki en güzel örneği herhalde Murat-Sinem Asilcan' dır.. Bademler Köyüne ayrı bir lezzet, farklı bir ruh katmış bu iki güzel insan . Aşsız aç sokak çocuklarına aş verebilmek gibi ulvî bir amaçla yola koyulmuşlar; yabancı basında da ses getiren bu girişimleri tamamen yardım ve bağış esasına dayalı.Köyde açtıkları müze evde ziyaretçilerini sıcacık duygularıyla karşılayıp kendilerini tanıtıyorlar, amaçlarını anlatıyorlar ve tatlı tatlı sohbet ediyoruz. Bu duyarlı çalışmalarında sokak hayvanlarına da gönüllerini açmayı ihmal etmemişler.
Köyü gezerken karnım acıkmıştı; sohbetimiz esnasında taze köy sebzelerinden pişirdikleri yemeklerini yedim , çay içtim.Dünyanın bütün kirine pasına rağmen böylesi "İnsan" insanları tanımak içimi şenlendirmişti. Ege'nin amansız Temmuz sıcağında yüreğim serin okyanuslardaydı Murat ve Sinem'le vedalaşırken.Artık Bademler'den ayrılma vakti gelmişti.
Bir sonraki durağım Gödence köyünün engin bağları olacaktı. Sevgi dolu hissederek ayrıldım Bademler'den.