Lavanta Kokulu, Rengârenk Köyler


Adımlarım yüreğimin sesini dinler de her seferinde toplarım kendimi götürürüm köylere.Kentin hengâmesinden usanmışlığım, kendimi dinlemeye olan özlemim, doğayı doyasıya kucaklama sevdam çeler gönlümü hep.Yollarım İzmir'in köylerine düştü bu defa.Insana böyle köy olur muymuş dedirten; rengârenk yüzleri ,ışıl ışıl gülen gözleriyle kucakladı beni Turgut ve İhsaniye köyleri.
 
İhsaniye Seferihisar'a bağlı bir orman köyü. Köy, Osmanlılar zamanında Batum'dan Mithatpaşa tarafından getirilen göçmenleri yerleştirme amacı ile kurulmuş.Çevresi doğa yürüyüşleri için oldukça elverişli.Köyün içinden de geçen derenin kıyısındaki yaşlı çınar ağaçları görülmeye değer.Dalından üzüm toplayıp yemenin , köyün yaşlıları ile sohbetimin doyumsuz keyfini yaşadım İhsaniye'de.
 
Lâvanta kokulu köy Turgut ise denize üç km uzaklıkta tipik bir Ege köyü.Hayvancılıkla, enginar , mandalina, zeytin yetiştiriciliği ile geçiniyor halkı.Köyün çevresinde Helenistik Dönem kalıntıları var.Köy meydanında yediğim ıspanaklı lorlu gözlemenin lezzetinde ve tavşan kanı çayın deminde yudumladım bu güzelim köyü.Haziran ayında lâvanta hasadı şenliği düzenleniyormuş; lâvanta tarlasına gittiğimde hasat mevsimi geçmiş olduğu için o muhteşem manzarayı göremedim ama büyülü baygın kokusunu hissedebiliyordum.Ve artık veda vakti gelmişti...
Hoşçakal " lâvanta kokulu" köy dedim içimden; kimbilir yolumu düşürebilir miyim, bir daha gelebilir miyim?
Kimbilir???