Biz Kadınlar


Hep bir şeyler saklıdır kendilerinde kendilerinden 
Hayatın yüreğindeki çatlaktan içlerinin boşluğuna yuvarlandıklarında
Birbirlerini sessizliklerinden tanıyan kadınlar 
Kollarını bedenlerine dolar,sımsıkı sarılırlar kendilerine
Kendilerine doğru bükülürler iyice 
Uzanırlar sızlayan yanlarının üzerine 
Güvercin ayaklı,elleri güçlü 
Deniz gibi nefes alan,rüzgâr gibi konuşan kadınlar 
Bir buluta ağaç dikmeye hazır 
Yeni kesilmiş tomruk kokusu kadar sahici kadınlar
İnsansız ayak seslerinde kendilerine giden yolun 
Ve uzak bir köşede bırakıp unuttukları hayâllerinin izini süren kadınlar 
Asla pişman olmayacaklarını bilerek beyaz zambak saatlerde
Kendilerine uyanırlar bir sabah 
Tortulanmış hüzünleri sırdaş şehirlerinin mahmur uğultusuna karışır 
Bakışsız koca bir göz gibi üzerlerine açılan göğe gülümseyip 
Yelken açarlar kıyılarından 
Bırakırlar gür saçlarını Zephyros'a 
Giderler güllerini büyütmeye suya aç çorak topraklara 
Giderler  
Bütün 
isteklerini,
heveslerini,
coşkularını,
sevgilerini,
bildiklerini, 
anladıklarını, 
umutlarını,
hayâllerini alıp 
Giderler...
●●●●●●●●
Şiirin izdüşümü...
Erkekler de yazdı bizi.Bizi bize anlattılar ama en iyi biz anladık kendimizi;kendimizi en iyi biz anlattık kendimize.
Özgürleşmenin içindeki tutsaklığı, çağdaşlığın simgesi olma ile evinin kadını olma arasındaki gerilimleri,açmazlarımızı biz kendimiz bildik en iyi. Savsakladıklarımız,boşverdiklerimiz,ertelediklerimiz,
eksik,yarım bıraktıklarımızla-acı da olsa- yüzleştik her seferinde adamakıllı. 
Gençliğin diriliği deli bir ırmak gibi yanı başımızdan çağıldayıp akarken yakalayamadığımız yaz göğünü ,yaşayamadığımız cıvıl cıvıl bahar kırlarını,sevişilmeden yatılmış yazık uykularımızı, yoksulluklarımızı,yoksunluklarımızı, kapkara çaresizliklerimizi yazdık kitaplar dolusu, anlattık birbirimize.
Biz güçlü Anadolu Kadınları Kybele'nin dolgun memelerini emdik de büyüdük, güçlendik,öylece
büyüttük kendimizi.