Baharın Masalı


Evvel zaman içinde yemişli ilkbaharlardan bir ilkbahar. Anne doğa kim bilir kaçıncı kez yine,takvimlere, saatlere, ayazlı soğuklara takılıp tökezlemeden bağrına sıkıca bastırdığı yavrusunu-baharını-getirip abanoz sokağındaki top ağacın altına bırakmış. Ama bu, yaşanılması unutulmuş, köksüz, yapraksız, gözleriyle gülemeyen, yoz yeşil bir baharmış. Söbü bir bahar.
Söylenenlere bakılırsa, anne doğa çok ama çok üzgünmüş. Abanoz sokağa bu defa yavrusu baharı armağan etmeden önce, bazen eğilip bir bulutun sardunya saksılı penceresinden, bazen bir kar tanesinin simli parlak gözünden, bazen de göğe yaslanmış, ulu mu ulu bir dağın karlarla kaplı, bilge doruğundan gözlemiş insancıkları. Onlara tıka basa bir sevgiyle bakıp sevgisini yutkunurken içinden demiş ki: "Hatırlayamayacağım kadar uzun zaman önceydi: Pireler berber iken develer tellål iken uçları mavi nakışlı geceleri, gümüş pullu balıkları, incili istiridyeleri ile ak köpüklü denizleri, güneş yüklü bir mutlulukta çiçeklenen yaldızlı ovaları, hayvanları dostça kucaklıyorlardı insancıklar."
"Yavru ağızlı tan vakitlerine, ebrulî akşamlara, mineli ikindilere doğuyordu insancıkların çocukları "diyerek iç geçirmiş." Ama sonra!..."Demiş hüzünle. Ah ya sonra!.. Kara düşüncelere dalmış anne doğa... Eteklerini savurmuş, koşuşturmuş telâşla ordan oraya. Ne yapsa ne etse de?...
Üzerinden gökle birlikte akıp giden, ipliklenen, tel tel sırmalanan düşlerinde küçük kız şimdi.
Billûr bir sessizlik. Taşlık ıslak, buğulu. Büyükanne az önce yıkamıştı avluyu. Küçücük evlerinin sundurmasından abanoz sokağa doğru süzülmüştü suyun serin, taze nefesi. Özenle dizilmiş saksılarda fesleğenler, küpe, begonya, ötede çite sarılmış yeni yetme sarmaşıklar ıslak bir tazelenmişlikle dinlemişlerdi büyükannenin masalını küçük kızla birlikte hiç ses etmeden.
Tıpkı tezgâha kat kat açılan çiçekli bir top basma gibi hârelendi yaşlı kadın. Eskil baharları düşledi. Zamanın incecik çatlağından usulca sızan rengârenk kırlara, adsız bir bahara uzandı küçük kızın yanında. Koyu kahverengi  zaman parçası ,gözlerini yumunca, sesleri, kokuları ile nar çiçeği bir zamanın parçalarında ışıldadı kirpiklerinin ucunda.
 
Fotoğraf/Ayvalık 2019 Kasım