Bir Söyleşinin Anımsattıkları


Yaş alınmış bir bilgeliğin anlamlı izleri yüzündeki incecik çizgilerine yerleşmiş.Bakışlarında,zamanın sık gözlü eleğinden süzülüp, özleşmiş hayatının çekirdeğini yakalayabiliyorum.
 
Deniz Bayramoğlu'nun, Tuhaf'ın bu ayki konuğu Metin Akpınar ile söyleşisini okurken çocukluğuma uzanan yollara düştüm bir yandan da.
İlkokula daha yeni başlamışım.O kış babamın tayini 65.tümen savcısı olarak Lüleburgaz 'a çıkıyor. Çocukluktan ergenliğe evrilen yıllarımı bu şirin kasabada geçiriyorum.Lüleburgaz İstanbul 'a çok yakın ve biz ailece İstanbul'u komşu kapısı yapıyoruz; neredeyse her hafta sonu İstanbul'dayız.İşte benim sanatsal çalışmaların ve onlara ilişkin etkinliklerin hemen tümü ile tanışabildiğim, tiyatronun renkleri, sesi ile büyülendiğim mutlu yıllarım.Asenalar, Dormenler, Oraloğlu, Kenterler, Ulvi Uraslar ve tabii Metin Akpınar-Zeki Alasya... Öyle ki sanki hepsi ailemden biri çocuk gönlümde.
 
Gel zaman git zaman kendi tiyatrolarını kurmaya karar veriyor iki kafadar.Şöyle anlatıyor o serüveni Akpınar: -Cahil cesareti ile hocayla( Ulvi Uras) ayrılma kararı aldık .Kendi tiyatromuzu kurmaya karar verdik.Kurduk da.Biz "olduk" zannediyorduk. Ama "olmamışız."
Sonraları kurdukları Kabare Tiyatrosu ise eğer belleğim bana oyun oynamıyorsa Sıra Selviler' deydi.
Alışılagelmiş seyir düzeninden farklı, seyircilerin masalarda oturduğu, oyuncu ile seyircinin âdeta birlikte oynadığı o oyun çocuk aklıma nasıl yer etti ise yıllar geçti bir türlü unutamadım ve tabii bir de çıkışta acıktığımızı hissederek sosisli sandviç yiyişimizi.
Toplumsal bilince eriştiğim dönemlerimdeki seyirlerimde, onların seyirciyi güldürmenin çok ötesinde bir görev üstlendiklerini ve oyunun bitiminde damağımda kalan lezzetin farkını keşfetmeye başlamıştım artık.
Beni çocukluğuma götüren anılarla yüklü bu Akpınar söyleşisinin bendeki tek cümlelik özeti ise:
Renkli, cıvıltılı yıllarımı sevgiyle yâd edişim,onların sahnelerdeki mücadelesi, çocukluğumdan bu yana ülkemizin bir arpa boyu yol alamamış olması ve hâlâ sanat adına üstelik çok daha büyük mücadeleler veriliyor olması.