Ahmaklık Üzerine Bir Sohbet


Tuhaf belki ama "Ahmaklık Üzerine" bir sohbet 
Orhan Hançerlioğlu düşüncenin dört bin yıllık serüvenini inceleyerek yazdığı o muhteşem "Düşünce Tarihi" isimli kitabının önsözünde, "Düşüncenin tarihi, insanlaşma sürecinin de tarihidir." diyor. Düşünebilmek, biz insanların en büyük yetisi kuşkusuz. Düşündüğümüz sürece "İnsanlaşma tarihi"ni yüceltiyoruz. 
Yirminci yüzyıl romanının en önemli kalemlerinden sayılan Robert Musil ise 1935 yılından başlayarak ahmaklık üzerinde düşünmeye koyuluyor. Musil, ahmaklığın bildiğimiz sözlük anlamı olan 
"Anlama gücünden yoksunluk", bir zekâ eksikliği olmadığını; ahmaklığın akıl yürüterek düşünmek yerine duygular, arzular ile düşünmek olduğunu ve akıllılığın tam anlamı ile zıddı bir kavram olmadığını ileri sürüyor. 
İnsanlık hâllerinden biri olan ahmaklık üzerine geliştirdiği görüşlerini, 1937 yılının mart ayında Avusturya Sanatçılar Birliği'nin davetlisi olarak Viyana'da verdiği efsanevi konferansta açıklıyor Robert Musil. Düşünceleri geniş kitlelerce büyük bir ilgi ile karşılanıyor. Öyle ki 11 martta sadece bir gün olarak kararlaştırılmış olan konferans 17 martta yineleniyor. 
Hitler dönemi Avrupa'sında, Alman faşizminin tırmandığı, siyasi gerilimin dorukta olduğu bir zamanda gerçekleştirdiği bu ünlü konuşmalarında Musil, etkili hitabet gücü, benzersiz üslûbu ile Hitleri de saptamış olduğu ahmaklık ölçütleri içinde değerlendiriyor ve eylemlerini şiddetle eleştiriyor. 
Ahmaklığı farklı bakış açılarından görmeye çalışırken, "Dürüst Ahmaklık" olarak geliştirdiği kavramı kadın sanatçılar üzerinden örneklendirmesi beni rahatsız etmiş olmakla birlikte akıl yürüterek düşünmenin ilmek ilmek çözüldüğü; düşüncenin gücünün ahmaklıkla alaşağı edildiği tuhaf zamanlardan geçiyorken Musil'in Avusturya konuşmalarının metinlerinden oluşan bu kitap içimdeki umutsuzluğun koyu gölgesini bir parça da olsa ışıttı. 
Bu ilginç kitaptan uzun uzun alıntılar yazmak yerine kimi sayfaların görüntülerini ekledim yazıma. 
Musil'in, konferansının sonunda dediği gibi, ahmaklığa karşı en önemli çare alçakgönüllü olmaktır. Ne var ki alçakgönüllülük, gücün ve iktidarın tadını aldıkça bazı kişilerin uzaklaştıkları bir erdem oluyor. 
Musil' in ahmaklık üzerine görüşleri bugün hâlâ ne kadar güncel!..