Şehir Söner Biz Yanarız
Mülkiyeliler Birliği'nde, kısa bir süre önce okura sunulan bir kitabın tanıtım toplantısına davetliyim. Ankara sabahtan beri nasıl yağmurlu! Ama aldıran kim! Hafta sonu cıvıltısı... Meşrutiyet Caddesi, Karanfil, Konur insan seli...Şemsiyeler çarpışıyor üzerlerindeki suları fışkırtarak.
Konur Sokak'ın köşesindeki, Ankara'mızın simgelerinden olan binanın bahçesini geçiyorum. Toplantı salonu kalabalık. Bir yer bulup ilişiyorum.
ŞEHİR SÖNER BİZ YANARIZ Pavyon Öyküleri kitabı, yola koyuluş fikrinden başlayarak çoğu kadına çok uzak duran bir "Âlem"in yirmi üç kadın yazar tarafından öyküleştirilerek yazılmış olması ve erkek egemen pavyon dünyasına düzenlediği sarsıcı "Kadın Çıkartması" ile, neresinden bakarsam bakayım hayli ilginç bir kitap benim için.
Pavyon öykülerinin seyir defterini yazan yirmi üç kadın kalem ve konsomatris İzmirli Burcu anlattı biz davetliler, dinledik, merak ettiklerimizi sorduk. Sorular da cevaplar da içtendi. Gizlisiz, saklısızdı. Etkilenmiştim.
Çıktığımda bardaktan boşanırcasına yağan yağmura inat kalabalık daha da çoğalmıştı. Ne de olsa vakit eğlence vaktiydi. Bir süre yürüdüm sesleri dinleyerek. Yağmur birikintilerine dökülen mavili-kırmızılı-morlu ışıklarla bu yaşıma kadar hiç gitmediğim, yabancısı olduğum "Âlem"i canlandırmaya çalıştım imgelemimde.
28 Kasım pazar
Dün gece karşı konulamaz merakımla uyumadan önce okuyabildiğim öykülere devam ediyorum.
Bir "Âlem" denemesi yapabilir miyim sonra? Belki!... Neden olmasın ki!...