Fernando PESSOA , Pessoa Pessoa'yı Anlatıyor
Yirminci yüzyılın en önemli edebiyatçılarından Portekiz modernizminin öncülerinden olan Pessoa 1888 Lizbon doğumlu.
Ben onu, şiire yakınlığım nedeniyle en çok ve öncelikle şiirleriyle tanıdım ve çok sevdim hatta içselleştirdim diyebilirim.Bir kitap alışverişim sırasında raflarda gözüme ilişen bu kitabı ,beni büyük bir güçle kendisine çekti; sayfalarını çevirip incelemeye gerek bile duymadan hiç tereddütsüz alıverdim."Pessoa Pessoa'yı anlatıyor " ; isminden de anlaşılıyor ; yazar kendini anlatıyor kitabında .Neredeyse okuma-yazma öğrendiği andan başlayarak ölümüne dek tuttuğu günlüklerinden , notlarından, mektuplarından oluşan,hayali ve gerçek kişilikleriyle kurguladığı metin parçacıklarıyla süslenmiş bir özyaşam öyküsü olarak Pessoa'nın dönemlerini,kişiliğini ,dünyasını tüm çıplaklığı ile gözler önüne seriyor kitap.
Yumuşak bir üslûp ve kendine özgü bir gizlilik içerisinde yazdığı şiirlerinde bir "Bilinmezlik" olmayı seçen Pessoa aslında kendi içindeki "Bilinmezi" taşıyor dizelerine.
Pessoa ,yaşamı boyunca ruhsal kırılmalardan geçmiş; başyapıtı sayılan "Huzursuzluğun Kitabı'nda" şöyle der yazar; "yaratma uğruna kendimi yok ettim; o kadar dışa attım ki kendimi ,kendimin dışında varlık sürüyorum..."Gerçekten de Pessoa değişik kişilik yapıları olan sayısız farklı kimlikler yaratmış eserlerinde yani şöyle söylemek çok olası; Fernando Pessoa gönlünden geçtiği kadar doğmuş , her kişilikte farklı bir Pessoa yaratmış ve yaşatmış.Pessoa yazarken ve yaşarken ;bize sunulan hayatı ,salt ve yalın bir hayat olarak yaşamanın çok ötesinde, felsefi boyutları ile irdeleyerek yaşamayı tercih etmiş ki o nedenle eserlerinde bizi düşünmeye iten kendine özgü gizemliliğinin tadını yakalayabiliyoruz ve onun şiirlerini bir kez okuyup geçmek mümkün olamıyor ve işte tam da bu nedenle yazarın kendisini anlattığı bu kitap, onun dizelerindeki ruh dünyasının sihirli bir anahtarı gibi; anahtarı çevirip de o dünyadan içeri süzülünce ,Pessoa'nın ruh dünyasının gizemlerinin kilidini çözmeye başlıyoruz.
1935 yılına, yani ölümüne dek oldukça kısa süren yaşamına tek Portekizce şiir kitabı ve üç İngilizce kitabının yanı sıra ,bir bavul dolusu el yazma notlar ile dergi makaleleri ve çok sayıda çeviri eser bırakarak veda etmiş.
Kitap, Kırmızıkedi yayınlarından Işık Ergüden 'in derleme ve çevirisi lie çıkmış 279 sayfa.
Gel Otur Yanıma Lidia
...
Yetişkin çocuklar gibi hayatın durmayıp geçtiğini düşünelim sonra,
Geride bir şey bırakmadığını, hiç geri gelmediğini,
Kaderin kendisine yakın,
Tanrılardan da ötede, uzak bir denize döküldüğünü.
...
♡♡♡♡
Şevrolenin Direksiyonunda Sintra'ya Doğru
...
Dünyada ileri gitmek için ne kadar çok şey ödünç aldım!
Ne kadar ödünç şeyi sanki benimmiş gibi kullandım!
Ben kendim de ,yazık ki bana ödünç verilen şeylerden başka bir şey değilim.