İlk gün kent merkezinde dolaşarak tamamlandı akşam yenilen muhteşem Mardin yemekleri ve oldukça lezzetli Süryani şarabından sonra ertesi sabah geziye hazırdım rota Mardin'in 30 km güneydoğusunda Mardin-Nusaybin kara yolu üzerindeki bir zamanlar tarihte Mezopotamya'nın ünlü şehri, bu gün ise Oğuz köyü olarak bilinen yöre Dara 'ydı.

 

Berdel usulüyle çocuk yaşta evlendirilen yerel rehber sevgili Mehmet, Dara'lı; halen orada yaşıyor okutulmamış ama kendisine biçilen kadere de boyun eğmeyip açıktan liseyi bitirmiş şimdi açık öğretimle üniversite eğitimi alıyor hem de eşiyle birlikte.

 

Dara'da su sarnıçları,tiyatro su değirmeni,su bentleri, köprü, kilise çarşı depo ,tophane ve 

40 metre derinliğindeki yer altı yerleşimi ( sonradan zindan olarak kullanılmış ) halen görülebiliyor, Mezopotamya'nın Efes'i olarak kabül görüyor arkeoloji dünyasında.

 

Dara 7.yüzyılda Arapların eline geçiyor , 15-16. yüzyıllarda Osmanlı'nın topraklarına katılıyor. Bu antik kentte beni en çok etkileyen su sarnıcı ile Nekropol oldu ; muazzam bir derinliğe oturtulmuş dev bir yapı "su sarnıcı", sadece 7 yıl önce ortaya çıkarılan Roma Döneminde "Yeniden Diriliş " törenlerinin yapıldığı alan ise "Nekropol".

 

Rehber sevgili Mehmet'le köyün çıkışında Süryanilerin ürettikleri şarapların tadımından sonra köyden ayrılıyoruz.

 

Fotoğraflar ,Dara Antik Kenti bu günkü adıyla Oğuz Köyünden