Ve Güncemin Horma Sayfası
Zaman, göğe öfkeli mızraklar gibi yükselen sarp kayaların tepesinde bir yerlerde donmuştu sanki Horma'da.Bir masal ülkesinde olmalıydım. Haramiler gibi yollarımı kesen kocaman taşların altından iki büklüm eğilip ürpererek geçerken ah o ne bir bakıyorum bu defa da bir ağaç kesiveriyor önümü .Derin bir sessizlik hâkim buraya..Sessizliğin mırıldanışını dinliyorum. Yalnızca, yalnızca suyun sesi yankılanıyor kayalıklarda, sonra titreşiyor, yükseliyor, tel tel ayrılıp güz esriği ağaçlarda asılıp kalıyor tıpkı tepelere asılıp donup kalmış zaman gibi. Harami kılıklı kayalar kimi yerde birbirlerine öyle bitişiyorlar ki göğümü kaybediyorum, yumuşak sihir dolu bir alaca aydınlığın içinde ilerliyorum.Yol boyunca her 500 metrede bir, çıkışa kalan mesafeyi belirten işaret levhaları da olmasa zamanın durduğu bu yerde masalın sonsuzca süreceğini hayâl edebilirim.
Kanyon boyunca uzanan üç kilometrelik sevimli ahşap yürüme yolunun sonunda yalçın tepelerin esaretinden kurtulan mavi aydınlığı bütün ışıltısı ile gözlerime doldurabildiğimde artık yeniden akreple yelkovanın aceleci adımlarını duymaya başlıyorum ve hiç bitmese dediğim güz renkli masal Ilıca Köyünde Ilıca şelâlesinin sesinde sona eriyor.
Horma Kanyonu, Küre Dağları'nda Kastamonu'nun Pınarbaşı ilçesinde keşfedilmeyi bekleyen düşsel güzellik.