Dalıp Gittiğim Saatlerim


Gökkubbeye asılı yıldızların kayıtsız kendi halindeliklerine benzer bir kayıtsızlıkla beni çepeçevre kuşatan her şeyden sıyrılarak dalıp gittiğim saatlerde kendimi kıpırtısız kıyılarımdan düşlerimin engin denizine bırakıyorum .Dalgın bir sessizlik ulu bir ağaç gibi yükseliyor bedenimde. O anlarda ruhum, derin arzularımın sığınağı ruhum , olgun bir bağa dönüşüyor; hissedebildiklerim, düşüncelerim göz alıcı parlak salkımlar gibi asılıyor zihnime. Hem en güçlü hem en kırılgan halimle ben, bir annenin dünyaya getiremediği bebeğine özlemini ifadedeki imkânsızlığını yaşıyorum.Harcıâlem sözcüklerim ! Bu zavallı sözcükler ürkek, sönük, cılız ve cansız kalıyor düşlerimin pırıltısını yansıtmakta. Işte bu , içimin derinliklerinde hayallerimi, düşlerimi kendimle yaşadığım dalıp gitme saatlerimde, sözcüklerimin düşlerime yenilgisini görmek içten içe beni yaralıyor ve ben çaresiz, düşlerimi ,renkli gölgelerin oynaştığı düşsel denizimin içinde kendi hallerine bırakıyorum.