Gönlümün Kıymetlisi Saatler


Saatleri oldum olalı hep çok sevmişimdir. Nedenini kendime de açıklayamadığım bir tutkudur içimde saatler.Bir duvarda,evin bir köşesinde bir konsolun üzerine ya da kütüphanenin bir gözüne güzelim kitapların hemen yanıbaşına özenle ,sevgiyle yerleştirilmiş; hiç susmayan, durup soluklanmadan çalışan emektar dostlarımız ,saatler...Ne güzel , ne anlamlıdır onlarla göz göze gelmek , o göz göze gelişte yaşanan zamanın sırlarını birlikte sessizce paylaşmak ,odadan odaya geçerken duvardaki sadık dosta şöyle bir göz ucuyla bakış ne harikadır ,tıpkı sevgiliyi kaçamak tatlı bir bakışla süzercesine.
 
Zamana duyduğum derin saygı olabilir miydi acaba saatlerle aramdaki bu sıcak sevginin sırrı? Kimbilir belki yaşanılan anları onların olgun, görmüş geçirmiş ,bilgece bakan gözlerinde ölümsüzleştirebilme arzusu ya da belki , o dur-durak bilmez haşarı akreple yelkovanın arasında zamanı dakikalara, saniyelere bölüp çoğaltabilme isteği...
 
Bundan yaklaşık bir yıl kadar önceydi ; kızım bana , " Eğitimimi tamamladım, çalışıyor, paramı kazanıyorum, bundan böyle artık yetişkin bir birey olarak kendi evimde olmalı ,kendi hayatımı kurmalıyım." Demişti . Her ne kadar onun bu arzusunun toplumumuzun geleneksel aile yapısına uzak olduğunu bilsem de söylediklerine katılıyor, ona hak veriyordum.Kızım evden ayrılıp da kendi evine yerleştiğinde, evimizde ona çalışma odası olarak düzenlemiş olduğumuz oda, piyanosu ve diğer eşyaları çıkınca öksüz, boynu bükük bir çocuk gibi, bomboş ve mahzun kalmıştı.Kendime okuma-yazma odası olarak düşlediğim bu odaya ilkin rahat bir koltuk ve ayağımı uzatabileceğim bir puf aldım ; ne var ki küçük de olsa penceresinden önündeki yeşilliğe bakan bu sevimli oda hâlâ boş ve mahzundu. Nihayet bu gün öğleden sonra,  üzerine ve kapalı gözlerine kitaplarımı , eski fotoğraf albümlerimi yerleştirebileceğim hoşuma giden bir dolap aldım.Eminim şimdi bütün bu anlattıklarımın saatlere olan tutkumla ne alâkası olduğunu geçiriyorsunuzdur içinizden.Lâfı dolandırmadan hemen söyleyeyim; O çok severek aldığım pek yüksek olmayan alçacık dolabın üzerindeki duvara büyük bir keyifle asacağım bir de  duvar saati aldım, yani evdeki dostlarıma bir yenisi daha katılmış oldu böylece. Artık bir şeyler okur-yazarken zaman zaman başımı kaldırıp yeni dostumla sevgi dolu bakışacağım. Onun akreple yelkovanının vakur, dingin, zamanın değerine yaraşır bir eda ile dönüşünü izleyeceğim ; hayallerimi, düşlerimi, nedenli-nedensiz sıkıntılarımı onunla paylaşacağım.Zamanımı dakikalara , saniyelere bölüp çoğaltacağım.