Dizi-dizi inciyim, sandıkta birinciyim


Gönlümde bir bahar dalı gibi uç veren umutlarımla, ılık heyecanımla araladım gözlerimi bu sabah doğan güne , vakit hayli erkendi uyandığımda.
Son üç yılımı geçirdiğim yeni evim ve yeni mahallemde Evet-Hayır referandumundan başlayarak hep evime oldukça uzak okullarda kullanmıştım oylarımı ; bu defa evimin pencersinden çatısını görebildiğim, ara ara zil sesini işitebildiğim evime komşu okulda oy kullanacaktım.
"Gitmeden evvel şu son günümde iyi bir soğuk yapayım da beni unutamasınlar ." Diye düşünmüş olmalı Mart ; beni iliklerime kadar titreren şımarık soğuğunda, yüzüme tek tük düşen yağmur çisentileriyle vardım okula.Geniş bahçesi ile karşıladı beni okul ; bakınca insana huzur veren bu yapı bir hayırseverin bağışları ile hizmete girmiş.Ikinci kata çıktım, daha sandık görevlileri bu çetin geçecek güne henüz yeni yeni hazırlanıyorlardı. Ben kendi sandığımda ilk oy kullanan kişi oldum.Içimde beni asla terketmeyen öğretmenlik 
sevdamla oyumu kullandıktan sonra okulu biraz dolaştım.Bütün duvarlarda yazarlarımızın, şairlerimizin hayatlarını anlatan panolar, özlü sözler asılıydı ve çok temizdi Takdir duygularım ve içimin sonsuz huzuru ile okuldan çıktım.Öğrenciliğimin vazgeçilmezi, bir ara pabucu dama atılmış olsa da şimdi yine başımızın tacı haline gelen ,en keyifli, en ucuz şekilde karın doyurabildiğimiz o çok sevdiğim simitçiye attım kendimi.Sabahın ağzımı burnumu haşlayan ayazından sonra içerisinin fırından taze çıkmış hamur sıcağı, susam kokusu öylesine sevecen buyur etti ki beni anlatamam.Son zamanlarda çok revaçta olan açık büfe ye rağbet etmedim zira bir simit ve bir dilim beyaz peynir beni fazlasıyla mutlu edecekti,son keyif çayımı biraz demlice rica ettim yüzüme zeytin karası gözleri ile çok sevimli bakan gençten.Saat dokuz gibi bütün masalar dolmuştu.Kapıdan girenlerin yüzlerinde
- belli ki -görevlerini yerine getirmiş olmanın mutluluğunu ve kahvaltıya kavuşmanın coşkusunu okulabiliyordum.
Nihayet evime dönüp bu satırları yazmaya koyulduğumda, çoktan bütün renkleri, kokuları, heyecanı ve şımarık ayazı ile bir 31 Mart sabahını daha belleğimin bahçesinde nadide bir köşeye özenle yerleştirivermiştim.
Umutlarımla uynadığım bu sabah coşkuyla merhaba dedim bahara.