Güneş Yağmurla Sırılsıklam


Farklılıklarıyla bizi zenginleştirecek kıyılara bırakırız ya kendimizi bazen...
Her şey giderek hızlanıp yabancılaşıyorken, zamanın bakışına asılı kalıyor Steve McCurry’nin kadınları, erkekleri, saf, yalın, ürkek çocukları. Düşsel bir evrenin gür sessizliğinde yankılanıyor hikâyeleri. Ve ben, her birini dinliyorum sıkılmadan.
“Bence hayat gerçekten inandığın bir şeyi yaşamamak için çok kısa.” Diyor McCurry ve ekliyor:
“Kendinizi ve zihninizi açık tutmalısınız. Hayat gözlerinizin önünde akıyor ve o akışa karşılık vermeye açık olmanız, olağanüstü olan şeylerin size dokunmasına ve sizi değiştirmesine izin vermeniz gerekiyor.” 
Bir kahve molasının ardından çıkıyorum. Yağmur dinmemiş, hâlâ deli deli. İlkyaz'ı tutuyorum ellerinden. Yürüyoruz birlikte. Dinlediğim öyküleri ona da anlatıyorum.