Karşılıklı Sessiz Dostluğumuz


Karşılıklı sessiz dostluğumuzu koruyoruz şimdilik 
Gün doğumuna bakan çalışma odamın penceresinde, her sabah güneşin dupduru ilk ışığında, küçücük bir arı ailesi ile birbirimize günümüzün anlamlı, güzel, verimli geçmesi gibi hoş dileklerimizi sunuyoruz.
Ne kadar zaman önce gelip yerleştiler bilmiyorum, yenice fark ettim. Zira penceremin dış pervazının alt kısmını mesken tutmuşlar ve pervaz onların küçük petekleri ile handiyse aynı renk olduğundan ve kırk yıl düşünsem aklıma gelmeyeceğinden olsa, görememişim. Aslında kolay kolay dikkatimden kaçmaz pek bir şey.
Düşünüyorum da doğayı ve ona ait ne varsa sevdiğimi anladıklarından gelip sevgime tutundular zahir; yoksa koca şehirde yer mi kalmamıştı peteklerini kurmaya? Belki sonraları evlerinden sıkılıp, tebdil-i mekânda ferahlık vardır diyerek taşınırlar; ya da bir bakmışım ki, aileyi iyice genişletip, bana “git” diyorlar.
Başa gelen çekilirmiş, ilerleyen günlerde, arıcılık için gerekli donanımı edinip yeni bir hobi geliştiririm belli mi olur. Topladığım balları küçük küçük kavanozlara koyar, ağızlarını kırmızılı beyazlı damalı peşkirlerle kapatır, komşularıma dağıtırım.
Nereden bilebilirdim ki günün birinde güncemin sayfalarına, bana komşu gelen bir arı ailesi ile yaşadıklarımı yazacağımı?
Şaka bir yana, bu inanması zor durumda, onlara zarar vermek istemiyorum ama ne yapacağımı da bilmiyorum. Bütün bu hikâyeye onların mutlu evlerindeki fotoğraflarını da eklemeyi isterdim, lâkin cesaret edemedim.