Kırılgan


Ölümlerle tarifsiz bir kırılış dökülüş, acıtan bir paramparçalık  içindeyim kaç zamandır. Bugün bir şeylere sığınma, bir yerlere sıkı sıkıya tutunma duygusu ile savruldum sokaklara.
Öğleyi biraz geçiyordu; Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde değerli ressamımız Ali Candaş'ın soyut çalışmalarındaki dünyanın bambaşkalığına daldım gittim. Onun imgelerinin, düşlerinin hayat verdiği fırça dokunuşlarında, küskünlüklerimin, kederimin pusunu dağıtmaya çalıştım. En parlak, en göz alıcı renkleriyle, ele avuca sığmaz çocuk hayallerimi mırıldandım kendime, dakikalar boyunca.
Çıkışta bir iki kitapçıya uğradım. Ülkü Tamer ve Haldun Taner’den aradığım kitapları aldım. Tunalı ile Bestekâr’ın köşesindeki birahanelerden birine oturdum sonra. Yorulmuştum. Biranın köpüğünden seyrettim akşam inen şehrimi. Hava kararıyordu yavaştan.
Dönerken, Sting'den Fragile, "kırılgan" şarkısını dinliyordum.
İçimizin çıkmaz sokaklarında kaybolduğumuzda hep bir şeylere sığınmak istemez miyiz? Bugün benim için öyle bir gündü işte; fırçadan dökülen renklere, sokağın seslerine sığındığım bir gündü.