Yenice Ormanları, Köyler ve Göktepe'yi Gezerken
Uyaksız, ölçüsüz bir şiiri ezberlemeye çalışıyorum düşler evreni doğayı, ona ait olan her şeyi özüne dokunarak yaşarken.
Bir ırmağın durmadan akıp geçişi, sararmış bir dikenin rüzgârla savruluşu, dalının taşıyamadığı bir meyvenin toprakta çürüyüşü, gübre, biçilmiş ot, olgun incir kokusu, rengârenk bir kelebeğin akşamdan önce ölüşü, sonsuz bir huzur sunan sayısız yıldız, sık ve ıssız orman...
Günün parlak sarı ipeği solarken düşünüyorum. Krishna Menon Atmananda'nın dediği gibi kendi yüreğimizde mi evrenin gerçeğinin tümü? Adı Doğa olan bu düşsel gerçeklik. Yoksa kocaman, renkli bir düş mü Doğa, tek başıma yaşadığım?
Ellerimde tuttuğum akşam safâsının sessiz mavisinden yelkovan kuşları geçiyor ellerimi yalayarak.